Yeni yılla birlikte 2013 yılının "en"leri çoktan seçildi yada seçilmeye başlandı. İngiltere'nin prestijli üniversitelerinden olan Oxford ise yılın kelimesini seçti. İşte karşınızda yılın kelimesi ; SELFIE . Peki nedir bu selfie? Yenilir mi ? İçilir mi?
Selfie kişinin kendi kendini fotoğraflaması demek kısaca. Ama burada anahtar nokta kişinin bu işi telefonuyla yapması. E hal böyle olunca bu yılın kelimesinin akıllı telefonlarla direkt bağlantılı olduğunu söylemek mümkün. Selfie fotoğrafın olmazsa olmazı nedir derseniz ? Tabii ki Ön kamera derim. Akıllı telefonların hayatımıza girişiyle beraber ön kamera terimi de hayatımıza hızla giriş yaptı. Normalde fotoğraf çekmek için kullandığımız arka kameranın yanında bir de ön kameraya bünyesinde yer vererek bize sunan telefon üreticileri acaba bu ön kameranın nelere kadir olacağını da hayal etmişler midir ? :D
Hali hazırda arka kamerayla bir selfie çekmenin zorluğu su götürmez. Çünkü selfie fotoğrafta en önemli unsur poz vermemiz. Telefonun arka döndürüp fotoğrafımızı çekmeye çalıştığımızda pek de başarılı olamıyoruz. Çünküüü kendimizi göremiyoruzz . Ön kamera yardımımıza yetişiyor, pozumuzu aynaya bakarmışcasına veriyor ve fotoğrafımızı çekiyoruz. tabii bunu internette paylaşmayı unutmuyoruz. Çünkü bir selfieyi selfie yapan şey internette paylaşmış olmamızdır :P İşte! Selfiemiz hazır!.
Peki nereden çıktı bu selfie çılgınlığı ?
Aslında sosyal ağların hayatımıza girmesiyle bu terimde bir yerden girdi hayatımıza, yeri geldi aynadan çektik kendimizi, yeri geldi ön kameradan. Ancak son yıllarda bu çekim şekli ünlüler arasında bir hastalık halini alınca patlama da yaşanmış oldu tabi. Ayy aynadan çekilen pozlara dayanamazken birde aynadan çekilmiş selfieleri görünce ben bir fena oluyorum :D
Neyse en sevdiğim selfieye gelinceee ;
20 Ocak 2014 Pazartesi
17 Ocak 2014 Cuma
Kış Dosyası; Kar Botları
Hayatımıza yeni yeni girmiş yağmur botlarının yanında kış günleri ayağımızı sıcacık tutan kar botları biraz daha fazladır hayatımızdalar. Kış geldiğinde,soğuklar başladığında benim yazın bile üşüyen ayaklarım donmaya başlar. Hele birde ayakkabım sıcak tutmuyorsa vay halime. Burada kar botları imdadıma yetişiyor. Çünkü ne demişler " ayağını sıcak başını serin tut" :)
Gel gelelim her zevke hitap eden çeşit çeşit, renk renk, model model kar botları bence çok da amaca hitap etmiyorlar. Çoğu su alıyor, ayağı tam anlamıyla ısıtmıyor yani sahip olduğu ismin hakkını vermiyor. Çoğu model kıyafetin şık bir tamamlayıcısı pozisyonundan öteye gitmiyor. Eh sadece kuru havalarda giyilecek bir kar botuna o kadar para vermeninde bir manası yok bence.
Gel gelelim her zevke hitap eden çeşit çeşit, renk renk, model model kar botları bence çok da amaca hitap etmiyorlar. Çoğu su alıyor, ayağı tam anlamıyla ısıtmıyor yani sahip olduğu ismin hakkını vermiyor. Çoğu model kıyafetin şık bir tamamlayıcısı pozisyonundan öteye gitmiyor. Eh sadece kuru havalarda giyilecek bir kar botuna o kadar para vermeninde bir manası yok bence.
Watsons Sweet Snuggles el kremi ve dudak balsamı
Sweet Snuggles Vanilya ve Çikolatalı El Kremi |
Sweet Snuggles vanilyalı dudak balsamı |
Öncelikle ambalajları çok şeker, el kremininde, dudak balsamının da karton ambalajları var, üzerinde made with love yazıyor. Kesinlikle albenisi çok olan ürünler.
16 Ocak 2014 Perşembe
süslülerin yeni buluşma noktası; süslü sözlük
Süslü biriyim mi diyorsunuz? Kadınlara dair her yeni şeylerden haberdar olmak, aklınıza takılanları sormak, yeni başlıklar açmak yada bir ürünü almadan önce bilgiyi en saf haliyle okumak mı istiyorsunuz?
Süslü sözlük tam bizim gibi süslülere göre, bakımlı olmayı seven, kadınla ilgili her şeyi takip eden ve aktif internet kullanan herkes bence buraya kayıt olmalı. İşlem çok basit kayıt linkindeki bilgileri dolduruyorsunuz, sizden istenen sadece 5 konu başlığı hakkında düşüncelerinizi yazmanız, bir nevi sınıyorlar sizi işte. Sonrasında moderatörler inceliyor ve size bir kabul maili geliyor. Yeni açılan bu siteyi güncel ve yararlı bilgilerle doldurmak ise gene biz süslülere düşüyor.
http://www.suslusozluk.net/
Süslü sözlük tam bizim gibi süslülere göre, bakımlı olmayı seven, kadınla ilgili her şeyi takip eden ve aktif internet kullanan herkes bence buraya kayıt olmalı. İşlem çok basit kayıt linkindeki bilgileri dolduruyorsunuz, sizden istenen sadece 5 konu başlığı hakkında düşüncelerinizi yazmanız, bir nevi sınıyorlar sizi işte. Sonrasında moderatörler inceliyor ve size bir kabul maili geliyor. Yeni açılan bu siteyi güncel ve yararlı bilgilerle doldurmak ise gene biz süslülere düşüyor.
http://www.suslusozluk.net/
1972'deki Sürrealist Rothschild partisi
Rothschild ailesi 18.yy 'ın sonlarından başlayarak Avrupa'nın çeşitli merkezlerinde bankalar kuran ultra zengin bir aile olmalarıyla ünlüler. Ailenin serveti üzerinde pek çok spekülasyonlar mevcut. Alman kökenli Yahudi bir aile olan Rothschild ailesi hakkında değişik ve şaşırtıcı bağlantılar içeren uzun bir makale aşağıdaki linkte. Bu aile hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isteyenler göz gezdirebilirler.
http://michaelsikkofield.blogspot.com/2012/11/rothschild-hanedanlg-filistin-ve-yeni.html
1972 yılının 12 Aralık gününde bu aile tarafından bir parti verilmiş. Sıradan zengin partilerinden çok uzak olan bu partiye katılacak kişilerden kafalarına sürreal bir imge takmaları istenmiş. Partinin davetiyeleri sadece aynadan okunabilecek şekilde tersten yazılmış, Rothschil ailesinin Fransa'da ki Ferrieres şatosunda verilen bu parti için büyük paralar harcandığı söyleniyor.
Şato öyle bir ışıklandırılmış ki dışarıdan bakıldığında yanıyor gibi gözüküyormuş.
http://michaelsikkofield.blogspot.com/2012/11/rothschild-hanedanlg-filistin-ve-yeni.html
1972 yılının 12 Aralık gününde bu aile tarafından bir parti verilmiş. Sıradan zengin partilerinden çok uzak olan bu partiye katılacak kişilerden kafalarına sürreal bir imge takmaları istenmiş. Partinin davetiyeleri sadece aynadan okunabilecek şekilde tersten yazılmış, Rothschil ailesinin Fransa'da ki Ferrieres şatosunda verilen bu parti için büyük paralar harcandığı söyleniyor.
Şato öyle bir ışıklandırılmış ki dışarıdan bakıldığında yanıyor gibi gözüküyormuş.
15 Ocak 2014 Çarşamba
Sarılabilmenin Dayanılmaz Hafifliği
![]() |
Edward Scissorhands- Johnyy Depp ve Winona Ryder |
Dünyada yapılabilecek en güzel eylem ne? deseler, cevabım kesinlikle "SEVDİKLERİMİZE DOYASIYA SARILABİLMEK" olur.
Böylesine güzel bir eylemden hoşlanmamak, onu yok saymak mümkün olabilir mi ? Ama ben babasına bu güne kadar hiç sarılamamış insanlar tanıyorum. O insanlar belki farkında değiller ama, içlerindeki sevgi tanımı hiç bir zaman tam dolu değil... Bir insanı severiz, karşılık beklemeden, maddiyat ile değil, tamamen duygularımızla... Ailemizden biri olur bu kişi,arkadaşımız olur, sevgilimiz olur en çok da ... Ama sarılmadan o sevmeyi tamamlayabilir miyiz? Bu düşünülebilir mi?
Ülkemiz garip bir ülke... Yeri geldiğinde çok sevdiğim yeri geldiğinde soğuduğum... Ama doğma büyüme buralı olduğum, dünyanın neresinde olursam olayım da Türkiyeli olacağım yer... Biliyorum insanla alakalı sevme eyleminin niteliği, insanın duygu dünyasıyla bağlantılı... Ama tanımıyorum ki başka ülkenin insanlarını çok fazla. Yapabileceğim istatistik Türk insanıyla sınırlı. Ama şunu biliyorum ki, en basit sevme eylemi olan sarılmak bile ulu orta yapılamayacak bir şey oluveriyor bazen canım ülkemde.Tabi ki karşı cinsle yapılan sarılmadan bahsediyorum.
Yakın Ölüm Deneyim'im
Herkesin hayatında kırılma noktaları , hiç unutamadıkları anlar, bir ömür geçse de etkisinden kurtulamayacakları anıları vardır. Bugün siteler arasında gezinirken bir haber ile karşılaştım. "Yakın Ölüm Deneyimi" diye bir şeyden bahsediyordu. Haberi okuduğumda zaman tüneline girmiş gibi tam 19 yıl geriye gittim...
5 yaşındaydım... 2 odalı evimizin salonunda oynuyordum.Havayı net hatırlamıyorum, yaz olabilir. Sanırım hafta sonuydu çünkü babam evdeydi. Tuvaletim gelince holün sonundaki banyoya gittim. Ablam içerdeydi, kapıyı çaldım. Birazdan çıkıcam git sen dedi. Bende salona döndüm. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama benim sıkışmışlığım had safhadaydı. Tekrar gittim. Bu sefer uyuzluk olsun diye mi nedendir bilmem çıkmadı gene. Ben çoğu zaman sakin ama sinirlenince de öfkeden deliye dönen bir kız çocuğuydum. Ablamla ise çoğu kez kavga ederdik. Aldığım ret cevabının da etkisiyle, öfkeyle salona koştum. Çok sinirli olduğumu hatırlıyorum, hani böyle gözden yaş gelir ya sinirden, işte öyle...
Bir köşe takımımız vardı, böyle kiremit rengi üzerinde çiçekler olan bir takım. Tam köşe kısmında kalan arka boşlukta ise benim oyuncak sandığım vardı. Sandık köşeli bir yapıdaydı ve koltuk takımından biraz yüksekteydi. Sinirle salona girdiğimi, kendimi olanca hızımla tam köşeye oturmak için savurduğumu hatırlıyorum... sonrası...
5 yaşındaydım... 2 odalı evimizin salonunda oynuyordum.Havayı net hatırlamıyorum, yaz olabilir. Sanırım hafta sonuydu çünkü babam evdeydi. Tuvaletim gelince holün sonundaki banyoya gittim. Ablam içerdeydi, kapıyı çaldım. Birazdan çıkıcam git sen dedi. Bende salona döndüm. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama benim sıkışmışlığım had safhadaydı. Tekrar gittim. Bu sefer uyuzluk olsun diye mi nedendir bilmem çıkmadı gene. Ben çoğu zaman sakin ama sinirlenince de öfkeden deliye dönen bir kız çocuğuydum. Ablamla ise çoğu kez kavga ederdik. Aldığım ret cevabının da etkisiyle, öfkeyle salona koştum. Çok sinirli olduğumu hatırlıyorum, hani böyle gözden yaş gelir ya sinirden, işte öyle...
Bir köşe takımımız vardı, böyle kiremit rengi üzerinde çiçekler olan bir takım. Tam köşe kısmında kalan arka boşlukta ise benim oyuncak sandığım vardı. Sandık köşeli bir yapıdaydı ve koltuk takımından biraz yüksekteydi. Sinirle salona girdiğimi, kendimi olanca hızımla tam köşeye oturmak için savurduğumu hatırlıyorum... sonrası...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)